• https://www.facebook.com/cengiz.ulku
  • https://twitter.com/cengizulku
Çanakkale deyince akla!… Neler gelir neler!

Çanakkale deyince akla!… Neler gelir neler!

10.000 yıllık tarihi geçmişi…

Yeni Tunç çağı, Bakır çağı, Tunç çağı, Demir çağı… ve bugüne kadar yaşanmış tüm çağları görmüş topraklar…

Troia’lılar, Hitit’ler, Lydia’lılar, Miletos’lar, Aioller, Kolophonlu’lar, Pers’ler, Yunan’lılar, Roma’lılar, Selçuklu’lar, Osmanlı’lar ve Türkler… aralarda kısa süreli hakimiyet kurmuş onlarca beylikler…

Yeryüzünde tüm zamanlarda elde etme uğruna yapılmış destansı savaşlar…

Destansı aşklar…

Anadolu’nun, İstanbul’un, Karadeniz’e kıyısı olan tüm toprakların giriş kapısı… Doğudan gelenler için de Avrupa’nın giriş kapısı…

Ve en önemlisi, bu kapıdan herkesin giremeyeceğine dair yaşanan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yapılan kurtuluş savaşı… Yüzbinlerce Şehitlerimiz, gazilerimiz…

Bu nedenle, tarihi azıcık bilenlerin bile, duygu seline kapıldığı anda masmavi denize bakıp o denizi kanla kaplı kıpkırmızı görebilen gözlerden akan gözyaşları…

Türkiye Cumhuriyeti’nin başyapıtı…

Bütün bunları anlatan 100’lerce sinema filmi, binlerce kitap, onbinlerce şiir… Milyonlarca tablo ve fotoğraf…

İki kıtada toprakları olan şehir

Kısaca, dünyanın paylaşılamayan en değerli arsasına sahip olduğu bir gerçek…

Neden bu kadar değerli olduğunu, neden paylaşılamadığını başka bir şekilde anlatmaya gerek var mı? Her metrekaresinde insanlık tarihinde yaşanmış bütün herşeyin parmak izlerini orada görürsünüz. bu izlere rastlarsınız.

Çanakkale’li değilim, ama İzmir’den sonra  yaşayabileceğim tek yer Çanakkale! Çünkü orada Türkiye’nin her yerinden bir parça görebiliyorum. Hep İzmir’den gidiyorum Çanakkale’ye… Çam kokuları arasında Kaz Dağlarına çıktığımda, cennet kokusu almış gibi hissediyorum.

Tarihin beşiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna vesile olması, İmparatorlukların doğuşu, İmparatorlukların batışının dışında; bugün için farklı kılan kültür ve coğrafyasına bakarsak

İstanbul’un boğazını,

Ege’nin denizini,

Anadolu’nun havasını,

Yazın en sıcağını, kışın en karasını, sonbaharın en sarısını, ilkbaharın en yeşilini, 

Bir çok kültürü içinde barındırmasını. köy yaşamını, kent yaşamını… herşeyi…

Bir yerde yaşamak için daha ne istersiniz.

33 yıldır, orada yaşayan ağabeyim Dr. Azem Ülkü ve ailesi, mecburi hizmet için gitmişti Çanakkale’ye... gidiş o gidiş, bir daha dönmedi, Yengem diş hekimi, orada emekli oldu, ağabeyimin de emeklilik yaşı geldi ama hala var gücüyle çalışıyor. Daha niceleri Azem ağabeyim gibi hasbelkader yolu Çanakkale’ye düştüğünde bir daha dönmüyor. Neden dönsünler ki!

Bende bu sebeple tanıştım Çanakkale ile. Oraya gittiğimde içimi huzur kaplıyor. Sokakların isimlerini bilmem ama bilmediğim sokak yoktur. Sahilde oturduğunuzda geçen dev gemileri izlerken, acaba kaç bin mil öteden geldiğini merak ederim. Kafelerde restoranlarda otururken sürekli seyredecek bir manzaranız vardır. Karşıya geçen araba vapurları uzaklarda dağınık bir şekilde duran balıkçı teknelerine çarpıp çarpmayacağını takip eder gözlerim. Oysa hiç yakınından geçmez… göz yanılmasıdır. Ama olsun heyecan yapar.

Dünyanın en çok ses getiren filmlerinden biri Troya’dır. Filmde kullanılan efsane tahta at, gerçeğine çok yakın olduğu düşünülüyor. Yapımcılar film bittikten sonra tarihteki yeri olan Çanakkale’ye getirmişler bu atı ve  sahilin en güzel noktasına monte etmişler. Çanakkale’ye gelen yerli yabancı bütün turisrtlerin uğrak yeri oldu.

Köprünün olmaması medeniyet açısından kötü ama bir taraftanda iyiye yormak gerekiyor gibi geliyor bana. Çünkü karşıya geçecek tüm yolcu otobüsleri, TIR lar, kamyonlar, özel araçlar, Çanakkale’nin göbeğindeki iskeleden araba vapularına veya deniz motorlarına binmek için sıralanıyorlar. Daha doğrusu Çanakkale’yi görmeden geçemiyorlar. Sırada beklerden araçlardan inip çevre esnafından alışveriş yapıyor, karnı acıkan birşeyler yiyor. Dolayısıyla, ekonomiye de ciddi katkıları oluyor. Köprü yapıldıktan sonra transit geçecekler, şehri görmeyecekler bile.

Biraz fotoğraf çekme merakınız varsa, Kaz dağlarından Gelibolu yarımadasına geçene kadar  binlerce kare yakalayabilirsiniz. Eşsiz manzaralara sahiptir bu topraklar. Güneş’in batışını İntepe’den daha güzel göreceğiniz bir yer yoktur. Hele birde batarken geçen gemilerin silueti muhteşem kareler çekmenize büyük katkı gösterir.

Etraftaki turistik bölgeler, Gelibolu yarımadası, Truva, Behramkale, Asos, Ayazma, Geyikli, Bozcaada, Gökçeada doğal film platoları haline geldi.

Dedim ya karış karış anlatsanız sayfalara sığdıramazsınız. Ama Türkiye'de yaşayıp da Çanakkale'yi görmediyseniz mutlaka gidip görün. Çünkü anlatılmaz! yaşanır bir yer.

Sevgilerimle.

 Çanakkale Boğazı

Çanakkale Boğazından geçen bir yük gemisi

 Çanakkale Manzarası 2005

Çanakkale Kordon'u

 Çanakkale Gelibolu yarımadası  Kilitbahir

Kilitbahir

 Çanakkale

Troy filminde kullanılan tahta at

 Çanakkale İntepe

İntepe'den günbatımı

 Ayazma Çanakkale

Ayazma 

 Bozcaada

Bozcaada'da akşamüstü

 Bozcaada

Bozcaada

 Asos

Asos - Behramkale


  
7521 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
İLGİNÇ YAZILAR
Üyelik Girişi
Saat Kulesi
Site Arama